ABD İthalat Vergi Düzenlemeleri 2025 ve De Minimis Muafiyetinin Kaldırılması

ABD İthalat Vergileri Nedir?

ABD ithalat vergileri, başka bir ülkeden Amerika Birleşik Devletleri’ne getirilen ürünlerden alınan gümrük vergileri veya tarifelere denir. Bu vergiler, ürünün türüne, değerine, hangi ülkeden geldiğine ve miktarına göre değişmektedir. İthalat sürecinde ödenen bu vergiler, US Customs and Border Protection (ABD Gümrük ve Sınır Koruma Kurumu) tarafından tahsil edilmektedir. İthalatçı ürünleri ülkeye getirmeden önce gümrük beyannamesini doldurmalı ve vergi ödemesini yapmalıdır.

De Minimis Uygulaması ABD’de Ne Anlama Geliyordu?

ABD’de “De Minimis” uygulaması, ülkelerin belirlediği bir eşik değerdir. Bu eşik değer; belirli bir parasal sınırın altında kalan ithalat işlemlerine gümrük vergisi ve KDV gibi vergi türlerinin uygulanmamasını ifade eder. Yani ürünün toplam değeri bu değerin altında ise ithalatçı ürünü vergi ödemeden ülkeye sokabilir. ABD’de bu sınır 800 dolar olarak belirlenmişti. Ancak bu uygulama Donald Trump’ın tekrar ABD başkanı seçilmesiyle birlikte kaldırılmıştır.

2025’te ABD De Minimis Muafiyeti Neden Kaldırıldı?

Bu kararın temel nedeni ABD’de bu limitin diğer ülkelere göre çok yüksek seviyede olmasıydı. Bu eşik sayesinde ülkeye, paketler doğrudan alıcının kapısına tüm gümrük kontrolünden muaf bir şekilde teslim ediliyordu. Bu da Temu ve SHEIN gibi Çin merkezli e-ticaret şirketlerinin ABD’de herhangi bir aracı olmadan ABD’li tüketicilere satış yapabilmesini sağladı. Ayrıca, ABD’ye minimis kapsamına giren bireysel gönderi sayısında da son on yılda 140 milyondan 1 milyarın üzerine çıktı.

Ek olarak minimis uygulaması nedeniyle ülkeye yasak olan bazı ürünler kolaylıkla girebiliyordu. Bu sebeple Donald Trump ABD’de üretimi yeniden canlandırmayı ve yerli sanayiyi korumayı hedefleyerek bu muafiyeti kaldırma kararı aldı.

Öncelikle ABD’de 2 Mayıs 2025 tarihinde Çin ve Hong Kong menşeli düşük değerli ithalatlarda (yani de minimis muafiyet kapsamında olanlara) gümrük vergisi ve diğer yükümlülükler uygulanmaya başladı. Bu kararın ardından Başkan Trump, Executive Order 14324 ile de minimis muafiyetini tüm ülkeler için kaldıracağını bildirdi. Bu muafiyet 29 Ağustos 2025 tarihinde kaldırıldı. Artık, ABD’ye giden 800 dolar altındaki gönderiler vergilerden, gümrük beyanlarından ya da diğer yükümlülüklerde muaf tutulmamaktadır.

ABD İthalat Vergilerinde 29 Ağustos 2025 Sonrası Neler Değişti?

ABD’deki muafiyet kalktığı için, artık tüm ithalat işlemleri normal gümrük girişleri gibi değerlendirilecek. Küçük siparişler bile vergiler, harçlar ve işlem ücretlerine tabi tutulacak. Gümrükte gönderiler ödeme yapılmadan ülkeye giremeyecek ve yalnızca uygun belgelerle gönderi kabul edilecek.

İthalat sürecinde artık güncellenen düzenlemelere uyumu sağlamak için daha sıkı kurallar uygulanacak. Yeni politika kapsamında işletmeler veya müşteriler, maliyetlerini korumak için ek ücretler (yüksek fiyatlar veya vergiler) ödemek zorunda kalabilir. Ayrıca eğer vergiler/harçlar önceden ödenmez veya ödeme sırasında net bir şekilde gösterilmezse, müşteriler sürpriz ücretlerle karşılaşabilir ve sepette bırakma oranı artabilir.

Örneğin, ABD dışındaki bir ülkede satış yapan aksesuar markası daha önce 800 dolar altındaki siparişleri vergisi olarak ithal edebiliyordu. Ancak artık tüm siparişler HTS kodlarına göre tarifeye tabi tutulacak. Ya da bir cilt bakım markasının her ürünü türüne göre tarifelendirilecek.

Artık ABD’ye Düşük Değerli Ürün Gönderiminde Hangi Vergiler Ödenecek?

2025 itibarıyla ABD’ye yapılan düşük değerli e-ticaret gönderilerinde De Minimis muafiyetinin kalkmasıyla birlikte, posta ve hızlı kargo işlemlerinde yeni vergi uygulamaları devreye girdi. Türkiye’den yapılan gönderiler için ad valorem vergi oranı (IEEPA Yasasında belirtilen ülke bazlı tarife ile eşya bedelinin çarpımı) %15 olarak belirlenirken, gönderilerin tamamı artık ilgili vergilere ve işlem ücretlerine tabi olacak.

30 Eylül 2025’e kadar idari işlem ücreti (MPF) asgari 32,71 ABD doları ve azami 634,62 ABD doları seviyesindeyken, 1 Ekim 2025’ten itibaren asgari 33,58 ABD doları ve azami 651,50 ABD doları olarak uygulanacak. Sınır ötesi e-ticaret gönderileri için ise FY2026’da MPF tutarları posta gönderilerinde 2,69 ABD doları, hızlı kargoda ACE beyanlı gönderilerde 8,06 ABD doları, CBP memurunun manuel işlem yaptığı gönderilerde 12,09 ABD doları olacak.

Özellikle USPS ağı üzerinden gelen posta gönderileri için ABD Gümrük Beyan Sistemi üzerinden giriş yapılmıyor; vergiler taşıyıcı veya CBP tarafından onaylanmış yetkili taraf (qualified party) tarafından iki yöntemden biriyle hesaplanıyor ve aylık olarak Pay.gov üzerinden toplu yatırılıyor. Bu yöntemler şunlar:

• IEEPA yasasına göre parça başına 80–200 ABD doları.
• %16’dan düşük IEEPA oranı: 80 ABD doları/paket
• %16–25 arası: 160 ABD doları/paket
• %25 üzeri: 200 ABD doları/paket

Spesifik yöntem yalnızca 6 ay için geçerli olup, 28 Şubat 2026’dan itibaren tüm posta gönderilerinde yalnızca ad valorem vergi uygulanacak. Bu değişiklikler, e-ticaret firmalarının ABD’ye gönderim maliyetlerini ve vergi planlamalarını dikkatle yeniden düzenlemesini gerektiriyor.

e-Ticaret Firmaları İçin ABD İthalat Vergileri Ne Anlama Geliyor?

Bu karardan sonra artık tüm ithalat işlemleri vergiye tabi olduğundan, satıcıların maliyet hesaplamalarını ve fiyatlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Türkiye’den ABD’ye yapılan satışlarda %15 oranında ad valorem vergi uygulanması, özellikle düşük fiyatlı ürünlerle rekabet eden markalar için kâr marjlarını etkileyebilir.

Bununla birlikte gönderim yöntemlerine göre değişen idari işlem ücretleri (MPF) de maliyetleri belirlerken önemli bir rol oynuyor. Posta, hızlı kargo veya manuel işlem süreçlerinde alınan bu ücretlerin 2026 itibarıyla artacak olması, e-ticaret işletmelerinin lojistik planlamalarını daha dikkatli yapmalarını zorunlu kılıyor.

Yani bu yeni düzenleme ile birlikte fiyatlar, tedarik zinciri yönetimi, kargo tercihleri, vergi stratejileri gibi faktörler doğrudan etkilenecek gibi duruyor. Türkiye’den ABD’ye ürün gönderecek firmalar için buradaki rehberde tüm adımlara detaylı olarak ulaşabilirsiniz.

ABD’ye İhracatta En Çok Hangi Ürünler Etkilenecek?

De Minimis muafiyetinin kaldırılması, ABD’ye ihracatta özellikle düşük fiyatlı ve yüksek hacimli ürünleri hedefleyen sektörleri doğrudan etkileyecek. En çok etkilenecek ürün gruplarının başında tekstil, hazır giyim, aksesuar, kozmetik, kişisel bakım ürünleri, elektronik aksesuarlar, takı ve küçük ev eşyaları geliyor.

ABD Gümrük Süreçlerinde Şirketler Nelere Dikkat Etmeli?

Yeni düzenleme firmalara biraz karmaşık gelebilir. Çünkü artık her gönderi tam bir gümrük girişi (formal entry) olarak değerlendirileceğinden, ürün beyanı, vergi ödemesi ve evrak yönetimi daha karmaşık bir hâl alacak. Şirketlerin öncelikle ürün sınıflandırmasını (HTS kodları) doğru yapması gerekiyor.

Yanlış ya da eksik bilgi beyanı ceza, gecikme ya da ürünün geri gönderilmesi gibi riskler oluşturabilir. Şirketlerin elektronik veri akışına (ACE sistemi) uygun çalışması, vergilerin düzenli olarak “Pay.gov” üzerinden ödenmesi ve belgelerin dijital ortamda arşivlenmesi gerekiyor.

Özetle, ABD pazarına satış yapan/yapacak e-ticaret firmaları için artık gümrük uyumu, ürün kalitesi kadar önemli. Yeni sisteme hızlı uyum sağlayacak markalar, bu yeni dönemde rekabette bir adım önde olabilir.

ABD İthalat Vergilerine Uyum İçin İzlenmesi Önerilen Adımlar Nelerdir?

ABD ithalat vergilerine uyum sürecinde firmaların dikkat etmesi gereken noktalar şunlardır:

• Net ve Eksiksiz Ürün Açıklamaları
  Her gönderide yer alan ticari faturada ve gönderi belgelerinde ürünler, doğru ve eksiksiz bir şekilde tanımlanmalıdır. Ürünün ne olduğu, adedi, materyali, kullanım amacı ve menşe ülkesi mutlaka belirtilmelidir. Örneğin, sadece “kadın bluzu” yerine, “%100 pamuktan üretilmiş, Çin menşeli kadın bluzu (3 adet)” gibi detaylı bir açıklama eklenmelidir. Böylece gümrükte ürünün doğru sınıflandırılması ve vergi hesaplaması hatasız bir şekilde yapılır.
• 10 Haneli HTSUS (HS) Kodlarının Kullanımı
  ABD gümrük sisteminde ürünlerin sınıflandırılmasında 10 haneli Uyumlaştırılmış Sistem (HTSUS) kodları kullanılmaktadır. Özellikle Çin, Hong Kong, Kanada ve Meksika menşeli ürünlerde bu kodların ticari fatura üzerinde eksiksiz olarak yer alması gerekir. HTS kodlarının doğru belirlenmesi, uygulanacak vergi oranlarını ve gümrük prosedürlerini doğrudan etkiler.
• MID (Manufacturer Identification Code) Kodunun Sağlanması
  ABD’ye ithal edilen bazı ürünlerde Üretici Kimlik Kodu (MID) bilgisi zorunlu olarak konşimento ve ticari faturalarda belirtilir. Bu kod ile üretici kimliği ve üretim yeri tanımlanır. Ürünlerin kaynağının doğrulanması ve ithalatın izlenebilirliğini sağlamak amacıyla önemli bir bilgidir. MID kodu bulunmayan ya da hatalı girilmesi durumunda gönderiler gümrükte incelemeye tabi tutulur.
• Belge Tutarlılığı
  Tüm belgelerde (ticari fatura, paket listesi, taşıma senedi, gümrük beyannamesi vb.) bilgilerin birbiriyle tutarlı olması gerekir. Ürün açıklaması, miktar, ağırlık, fiyat, HTS kodu ve menşe ülke bilgileri arasında fark olması, gönderinin gümrükte takılmasına neden olabilir. Belgeler arasındaki bu tutarlılık, hem CBP (U.S. Customs and Border Protection) denetimlerinden sorunsuz geçmeyi hem de ürünün alıcısına hızlı ulaşmasını sağlar.

FedEx’in ABD İthalat Vergilerine Uyum İçin Önerdiği Adımlar Nelerdir?

ABD’nin De Minimis muafiyetini kaldırmasının ardından, FedEx firmalara gümrük süreçlerini daha hızlı, hatasız ve dijital olarak yönetmeleri için bazı önemli adımlar önermektedir:

• ETD ile Belgelerin Dijital Gönderimi
  FedEx’e göre, gönderi belgelerinin fiziksel olarak kargoya eklenmesi yerine ETD sistemi üzerinden dijital olarak yüklenmelidir. Böylece belgelerin kaybolma riski ortadan kalkar ve gümrükte işlemler daha hızlı yapılır. Ayrıca, ETD ile yapılan gönderiler CBP sistemine daha hızlı entegre edilir, bu da ürünlerin teslim süresini kısaltır.
• Global Trade Manager / Trade Solutions Kullanımı
  Firmalar, FedEx’in sunduğu Global Trade Manager ve Trade Solutions hizmetleri sayesinde ürün sınıflandırması, HTS kodu belirleme, gümrük vergisi hesaplama ve belge gereksinimleri gibi işlemleri otomatik olarak belirleyebilir. Böylece her gönderi için doğru vergi oranları önceden öğrenilir. Sürekli güncellenen uluslararası ticaret mevzuatları verilerine de uyum sağlanır.
• Ödeme Sorumlusunun Faturada Belirtilmesi
  FedEx’in en önemli tavsiyelerinden biri her gönderi için gümrük vergileri ve taşıma ücretlerinden kimin sorumlu olacağının ticari faturada açıkça belirtilmesidir. Bu bilgi “Bill duties and taxes to” ya da “Third-party billing” şeklinde yer almalıdır.
• EORI Numarası
  FedEx, ABD ile ticaret yapan firmaların EORI numarası gibi uluslararası tanımlayıcı kimliklerini tüm belgelerde kullanmalarını önerir. Bu numara, firmanın ticari kimliğini doğrular ve gönderilerin hızlı bir şekilde tanımlanmasını sağlar. EORI numarasının belgelerde eksik olması, gümrük işlemlerinde gecikmelere yol açmaması için fatura, konşimento ve beyanname gibi tüm belgelerde doğru biçimde yer almalıdır.

DHL’in ABD İthalat Vergilerine Uyum İçin Önerdiği Adımlar Nelerdir?

DHL’in ithalat vergilerine uyum sağlamak için önerdiği adımlar ise şunlardır:

• MyGTS ile Maliyet Hesaplama
  DHL’in sunduğu MyGTS (My Global Trade Services) platformu, firmaların her sipariş için vergileri, gümrük harçlarını, işlem ücretlerini ve toplam maliyetleri önceden hesaplamasını sağlar. Böylece gerçek maliyet belirlenecek fiyatlandırma stratejileri daha etkili ayarlanabilir. Ayrıca MyGTS ürün sınıflandırmasında kullanılacak HS (Harmonized System) kodlarını doğru belirlemeye de yardımcı olur.
• Vergi Ön Ödemesi (DDP)
  DHL, ABD’ye yapılan gönderilerde Delivered Duty Paid (DDP) sisteminin kullanılmasını önermektedir. Bu yöntemde, tüm vergiler ve gümrük harçları gönderici tarafından önceden ödenir ve alıcıya kapıda ek ücret yansıtılmaz. Vergi ve gümrük masraflarını önceden üstlenmek, müşterilere tüm maliyetleri içeren şeffaf bir fiyat sunar. Bu yöntem, kapıda çıkan beklenmedik ücretler nedeniyle yaşanan alışveriş sepeti terk etme oranlarını önemli ölçüde azaltır.
• DHL Global Forwarding ile Uzman Desteği
  DHL, bu yeni ABD gümrük düzenlemelerine firmaların uyum sağlayabilmesi için DHL Global Forwarding adında bir profesyonel danışmanlık hizmeti bulunmaktadır. Bu destek kapsamında firmalar, ürün sınıflandırması, belge hazırlama, gümrük tarifeleri, maliyet planlaması ve teslimat optimizasyonu konularında rehberlik alabilir.