Gelir vergisine tabi olan mükellefler kazançlarının tespiti açısından ikiye ayrılır: Basit usulde gelir vergisine tabi olanlar ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar. Peki aralarındaki fark nedir? Basit usul ve gerçek usul vergilendirmesi ile ilgili detayları ve aralarındaki farkları bu yazımızda bir araya getirdik.

Basit Usul Vergilendirme Nedir?

Basit usulde vergilendirme, mükellefin bir hesap dönemi içinde kazandığı hasılat ile giderleri ve satışı gerçekleşen ürünlerin alış bedelleri arasındaki müspet farka uygulanan vergilendirmeye denir. Yani gelir ve giderler ile satışı yapılan malların alış bedeli arasındaki olumlu fark olarak hesaplanır. Kazançları bu usulde tespit edilen mükellefler, faaliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar.

Basit Usule Tabi Olma Şartları Nelerdir?

Mükelleflerin, basit usule tabi olabilmeleri için Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen şartlar vardır. Bu şartlar özel ve genel şartlar olarak ikiye ayrılır.

Basit Usule Tabi Olmanın Genel Şartları Nelerdir?

Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen basit usul genel şartları şu şekildedir:

  • Kişilerin kendi işlerinde bilfiil çalışması ve işinin başında bulunması gerekir. Askerli, hastalık, seyahat, hükümlülük, çırak kullanmak, yardımcı işçi çalıştırmak gibi zaruri durumlar bu şartı bozmamaktadır.
  • Zirai, ticari ve mesleki faaliyetler sebebi ile gerçek usulde gelir vergisine tabii olunmamalıdır.
  • İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırlarında 2022 takvim yılı için 16.000 TL’yi, diğer yerlerde ise 10.000 TL’yi aşmamalıdır.

Basit Usule Tabi Olmanın Özel Şartları Nelerdir?

Basit usul vergilendirmeye tabi olabilmek için sağlanması gereken özel şartları ise şunlardır:

  • Alım-satım yapan mükelleflerin yıllık alım tutarlarının 150.000 TL’yi aşmaması ya da yıllık satış tutarlarının 240.000 TL’yi geçmemesi gerekir.
  • Hizmet sektöründekilerin ise bir yıl içindeki gayri safi iş hasılatı 76.000 TL’yi geçmemelidir.
  • Her iki faaliyetin de bir arada yapılması durumunda ise yıllık satış tutarı ve iş hasılatı toplamı 150.000 TL’yi aşmamalıdır.

Basit Usule Tabi Olmayı Engelleyen Durumlar Nelerdir?

Basit usule tabi olmayı engelleyen bazı durumlar ve şartlar bulunmaktadır. Bunlar;

  • Sigorta prodüktörleri,
  • Ödünç para verme faaliyetinde bulunanlar,
  • Kollektif şirket ortakları ve komandit şirketlerin komandite ortakları,
  • Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, tuğla ve kiremit harmanları işletenler,
  • İlan ve reklam işleriyle uğraşanlar ya da aracılık edenler,
  • Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahibi ve işletmecileri,
  • Gayrimenkul ve gemi alım satımı yapanlar basit usul vergilendirmeye tabi olamazlar.

e-ticaret entegrasyonu banner görseli

Basit Usulde Vergilendirme Nasıl Yapılır?

Basit usulde kazanç, bir hesap dönemi içinde kazanılan hasılat ile giderler ve satışı yapılan ürünlerin alış bedelleri arasındaki müspet farka uygulanır. Bu fark, mükellefin faaliyetiyle ilgili olarak Vergi Usul Kanunları prosedür ve esaslarına göre, alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderlere ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanmaktadır.

Basit usule vergilendirmeye tabii olan mükellefler, kazançları için yıllık gelir vergisi beyannamelerini bir sonraki yılın şubat ve haziran aylarının sonuna kadar defter-beyan sistemi üzerinden vermelidir. Beyannamelerin ardından hesaplanan gelir vergisinin ilk taksiti 1 Şubat-1 Mart, ikinci taksiti ise izleyen yılın 1 Haziran-30 Haziran tarihleri arasında ödenmelidir.

Basit usulde mükelleflerin vergi levhası bulundurma zorunluluğu da vardır. Vergi Usul Kanunu’na göre gelir vergisi mükelleflerinin ile sermaye şirketlerinin her yıl mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile vergi tutarlarını gösteren levhayı almaları gerekir. Mükellefler vergi levhalarını İnternet Vergi Dairesi sisteminden alabilirler.

Basit Usulde Vergi Oranı Ne Kadardır?

Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yer alan 2021 yılına ilişkin tutarlar, 2022 yılında beyan edilen ve 2021 yılı basit usul beyannamesine eklenir. Bu oranlar şu şekildedir:

  • 22.000 TL’ye kadar %15,
  • 49.000 TL’nin 22.000 TL’lik kısmı için 3.300 TL, fazlası için %20,
  • 120.000 TL’nin 49.000 TL’lik kısmı için 8.700 TL, fazlası için %27
  • 600.000 TL’nin 120.000 TL’lik kısmı için 27.870 TL, fazlası için %35
  • 600.000 TL’den fazlasının 600.000 TL’lik kısmı için 195.870 TL , fazlası için %40

Basit Usulde Muafiyet Nasıldır?

Basit usul vergilendirmenin avantajlarından biri sunduğu istisnalar ve muafiyettir. Basit usule tabi olan mükelleflerin teslim ve hizmetleri KDV’den istisnadır ve KDV beyannamesi verilmez. Ayrıca üçer aylık dönemlerde geçici vergi beyannamesi beyan etmekten de muaftırlar. Ayrıca her yıl Gelir İdaresi tarafından tutarları güncellenen ticari kazanç istisnası bulunmaktadır. Buna göre, yıllık beyanı üzerinde gelir oluşanlar 13.000 TL tutarındaysa ticari kazanç istisnasından yararlanabilir. Bu tutarın 2023 yılı için olan güncellemesi henüz yapılmamıştır.

Basit Usul Avantajları Nelerdir?

Basit usul vergilendirmenin mükelleflere sunduğu çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

  • Mükelleflerin yasal defter tutma zorunluluğu yoktur.
  • Üç aylık dönemlerde geçici vergi ödenmez.
  • Vergi tevkifatı yapma zorunlu değildir. Ücret ve kira giderleri için muhtasar beyanname verilmez.
  • KDV istisnası bulunur ve KDV beyannamesi verilmez.
  • Engellilik indiriminden faydalanabilirler.
  • Alınan ve verilen belgelerin kayıtları mükelleflerin bağlı oldukları meslek odalarında tutulur. İsteyen mükellefler kayıtlarını kendileri de tutabilir. İsterlerse mali müşavirlere de tutturabilirler.
  • Vergiye uyumlu mükellefler %5 oranındaki vergi indiriminden yararlanabilirler.

Basit Usule Tabi Vergi Mükelleflerin Hangi Beyanı Zorunludur?

Geliri basit usulde tespit edilen kişiler ya da kurumlar yıllık kazançlarını beyan etmek zorundadır. Buna basit usul beyannamesi denmektedir.

Gerçek Usul Vergilendirme Nedir?

Gerçek usul vergilendirme esas vergilendirme usulüdür. Gerçek usulde, mükellefler gelir ve giderlerine ait kayıtları göstererek ve beyan ederek birtakım vergileri ödemekle yükümlülerdir. Gerçek usule tabi olan kişiler KDV, stopaj ve gelir vergisi öder.

Gerçek Usul Vergilendirme Kaça Ayrılır?

Gerçek usule tabi mükellefler, tutacakları defterlere göre iki sınıfa ayrılır:

  • Birinci sınıf tacirler: Bilanço esasına göre defter tutanlar.
  • İkinci sınıf tacirler: İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar.

Birinci sınıf tacirler; satın aldıkları ürünleri olduğu gibi ya da işledikten sonra satanlardan alış tutarı 300.000 TL’yi, satış tutarı ise 420.000 TL’yi aşanlar,

  • Tüm ticaret şirketleri,
  • Kurumlar vergisine tabii olan tüzel kişiler,
  • Bilanço esasına göre defter tutanlardır.

İkinci sınıf tacirler ise; işletme hesabına göre defterlerini, “Defter Beyan Sistemi” üzerinden elektronik olarak tutanlar,

  • Kazançları, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki fark alınarak tespit edilenler,
  • Birinci sınıf tacirler için belirtilen sınırları aşmayanlardır.

Freelence çalışanların ödemesi gereken vergileri temsil eden görsel

Gerçek Usule Tabi Olma Şartları Nelerdir?

Yukarıda sıraladığımız basit usul koşullarını taşımayan her mükellefin ticari kazancı gerçek usule göre tespit edilir. Ticari, zirai ya da serbest meslek faaliyeti yapan mükellefler gerçek usule tabidir.

Gerçek Usulde Vergilendirme Nasıl Yapılır?

Gerçek usule tabi olan kişi ve kurumlar KDV, stopaj ve gelir vergisi mükellefleridir. Stopaj vergisi ile ilgili bilgilere buradan, KDV ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Basit Usul ve Gerçek Usul Vergilendirme Arasındaki Farklar Nelerdir?

İkisinin arasında farklara bakacak olursak ise; gerçek usulde mükellefler KDV, gelir vergisi, stopaj vergisi öderken; basit usulde mükellefler yalnızca basit usulde ticari kazançlarının vergisini öder. KDV, geçici vergi ve muhtasardan muaftırlar. Yukarıda da sıraladığımız listede görebileceğiniz üzere basit usul mükelleflere birçok avantaj sağlamaktadır. İki tip vergi türünden en çok basit usule rağbet vardır. Her iki usulün ortak noktası ise sabit bir fiyat üzerinden vergilendirme sisteminin bulunmamasıdır. Ödenecek tutar elde edilen kazanca göre belirlenmektedir.

Basit Usulden Gerçek Usule Geçilebilir Mi?

Evet, basit usule tabi olan mükellefler bazı koşullar sonrasında gerçek usule geçebilirler.

Basit Usulden Gerçek Usule Geçiş Şartları Nelerdir?

Basit usulden gerçek usule geçiş şartı bulunmamaktadır. Peki, basit usulden gerçek usule nasıl geçilir? Basit usule tabi olmanın şartlarından birisinin bir takvim yılı içinde kaybedilmesi halinde, bir sonraki yıl gerçek usule geçilir. Ayrıca mükellefler basit usul şartlarına uysalar bile kendi istekleri doğrultusunda vergi dairesine dilekçe ile başvuruda bulunarak gerçek usule geçiş yapabilirler.

Gerçek Usulden Basit Usule Geçilebilir Mi?

Evet, birtakım koşulları sağlayan kişi ve kurumlar gerçek usulden basit usule geçiş yapabilmektedirler.

Gerçek Usulden Basit Usule Geçiş Şartları Nelerdir?

Arka arkada iki takvim döneminde basit usule tabi olma şartlarında belirtilen koşulları sağlayan mükellefler gerçek usulden basit usule geçiş yapabilirler.

Gerçek Usulden Basit Usule Nasıl Geçilir?

Basit usule geçmek isteyen mükelleflerin vergi dairesine dilekçe vererek başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Basit usul hadlerinin sağlandığının fark edildiği anda, vergi dairesine izleyen yılın ocak ayının başından 31’inci günü akşamına kadar başvuru yapılmalıdır.

e-Ticaret Yapanlar Hangi Türde Mükellef Sayılır?

e-Ticaret yapan mükelleflerin basit usul olma konusun çok merak edilen konular arasındadır. Ancak bu mümkün olmamaktadır. e-Ticaret ile uğraşan kişi ya da kurumlar gerçek usule göre vergilendirilmektedir. e-Ticaret faaliyeti yapanların ödemekle yükümlü olduğu vergi listesine, “e-Ticaret Yapanlar İçin Ödenmesi Gereken Vergiler Listesi” başlıklı içeriğimizden ulaşabilirsiniz.